Oyun ve oyuncak çocuk eğitiminde önemli bir yere sahiptir. Çocuklar okuma, dinleme ve anlamadan ziyade görerek ve yaparak öğrenirler. Oyun, çocuk için önemli bir “iş” tir. Aslında yetişkinler için de yararlı bir uğraştır ama işlevleri değişiktir. Oyunun temel işlevi çocuğun Dünya’ya uyum sağlamasını kolaylaştırmaktır. Çocuk gerçek dünyanın ne olduğunu oyun oynayarak anlar. İstemediği durumlarla oyun oynayarak başa çıkar. Dil ve kavram gelişiminin temel taşlarını oyun yoluyla kurar. Farklı toplumsal rolleri oyun yoluyla dener. Gerçek dünyada her zaman hazır bulamadığı uyarıcıları oyun yoluyla bulur. Oyuncak çocuğun hayatındaki temel unsurlardan biridir ve en önemli arkadaşı, hatta sırdaşıdır. Çocuk oyun yoluyla kendini denetlemeyi, kurallar koymayı ve bunlara uymayı öğrenir. Çocuklar gerçek yaşamda yapamadığı şeyleri deneyimleyerek anlamak ve öğrenmek için oyunda denemeler yaparlar. Oyuncak ve nesnelere bir anlam yükleyen çocuk için oyun ve oyuncak ciddi bir iştir. Başlangıçta hayali olan durumlar bir süre sonra çocuğun kurallar öğrenmesini, kendi gelişim alanının bir adım ilerisine geçmesini ve kendi yakınsak gelişim alanını oluşturmasını sağlar. Bütün çocuklar küçük yaşlarda hayali bir oyun arkadaşı edinirler. Normal bir gelişim örüntüsü ve faydalı bir uğraş olan bu süreçte genellikle oyun arkadaşı bir oyuncaktır. Oyun ve oyuncak çocuk için sadece bir meşguliyet ve eğitsel uğraş değil, ruh sağlığı gelişimini destekleyen, duygusal ilişkilerin başlamasına ve gelişmesine yardımcı olan bir etkinliktir. Çocukların öğrenme güçlüğü, otizm vb. rahatsızlıklarının erken tespitinde oyun ve oyuncaklardan yararlanma bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Dijital bağımlılığa çözüm aradığımız günlerde, oyun ve oyuncak çok önemli alternatif olarak karşımıza çıkmaktadır. Oyuncak ve oyunun tarih, coğrafya, sosyoloji, psikoloji, siyaset, sanayi ve turizm ile kısacası kültür ile çok yakın bir ilişkisi vardır. Dünyada ve ülkemizde Turizm ve kültürel etkinlikleri ile öne çıkmış şehirler, geleneksel birikimlerinin yanında yeni turizm alanları oluşturmak yarışına girmişlerdir. Bunların en önemlilerinden birisi de oyun, oyuncak ve oyuncak müzeleri çerçevesinde yapılan etkinliklerdir. Oyuncaklar aslında bir ülkenin gelecek tasavvurudur çünkü yetişkinler tarafından dizayn edilirler. Hitler’in ikinci dünya savaşından yıllar önce “düşünceler çocuklarla büyür” anlayışı ile 1933 yılında piyasaya sürdüğü ve günümüzde Barbie bebeklerini üreten firma “Alman askerleri oyun seti” ni üreterek savaştan 6 yıl önce oluşturduğu algı ve motivasyon ile savaşın kazanıldığını söyleyen araştırmacılar mevcuttur. Oyuncaklar bütün çocukların ortak dili ve eğitim sisteminin önemli bir göstergesidir. Bir zamanlar çocukların ellerindeki küçük rüzgârgülleri (fırıldak) şimdi rüzgâr santralleri olarak önemli bir enerji kaynağı olmuştur. Çocuklarımızın çok sevdiği robot oyuncaklar bugün günlük hayatta birçok sektörde yoğun olarak kullanılmaktadır. Şekilden şekile giren kara şimşek tarzı oyuncak arabalar bugün gerçek olmuşlardır. Demek ki oyun ve oyuncak bir ülkenin geleceğinin kodlarını içinde barındıran çok önemli materyallerdir. Çocukların düşünme, üretme, yaratıcı olma yeteneklerini önemli ölçüde etkileyen oyun ve oyuncakların bir mekânda sergilenmesi, çeşitli etkinliklerle tanıtılması ve üretilmesi eğitim, kültür ve turizm odaklı şehirler için vazgeçilmez bir etkinliktir. Dünyada kültür ve turizm yönleriyle öne çıkmış şehirlerin (Nürnberg, Paris, İstanbul vb.) mutlaka oyun, oyuncak ve eğitim altyapıları ile de farklılık oluşturduğu görülmektedir. Biz kuramsal bir çalışma olan tebliğimizde Sivas’ta bir Oyuncak Müzesi kurulmasının önemli bir ihtiyaç olduğunu, şehrimizin, üniversitemizin tanıtımına, yaratıcı çocukların yetişmesine ve turizme ciddi katkı sağlayacağını ortaya koymaya çalıştık.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Turizm (Diğer) |
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 22 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018Sayı: 2 |